
Öğrenme Kuramları ve Almanca Dil Öğretimi
Davranışçı Kuram ve Almanca Dil Öğretimi
Öğrenmenin kökenini, sürecin nasıl gerçekleştiğini ifade etmeye çalışan farklı fikirler bulunmaktadır. Davranışçı öğrenme kuramında “Davranış” organizmada 5 duyu organıyla tespit edilebilen ve belirli metotlarla ölçülebilen hareketlerdir. Bazı hareketler dış dünya tarafından gözlemlenebilir. Örneğin, üzülme, gülme bu tür eylemlere açık (Overt) davranış, bir de dış dünyadan belirlenemese de bireyin iç dünyasında bilişsel olarak meydana gelen eylem türleri bulunmaktadır. Bunlara da kapalı (Covert) davranış denir. Davranışçı öğrenme kuramında da asıl öge açık eylemler olmuştur.
Bu kurama göre davranış ‘’değerlendirilebilir’’ ve de en önemlisi “öğrenilebilir”dir. Bu davranışlar bolca tekrar edilerek güçlendirilebilir, zayıflatılabilir hatta tamamen bitirilebilir. Davranışçılık ekolü 20.yüzyılın başlarında insan psikolojisiyle uğraşan bilim insanlarının zihinsel veya bilinçaltı faaliyetler yerine, davranışlara odaklanılmasının daha önemli olduğunu tahmin etmeleriyle başlamıştır.
(1) Skinner istemli şartlanma diye adlandırabileceğimiz teorisini 1930’lu yıllarda geliştirmeye başlamış ve eğitiminde aralarında olduğu çok geniş bir yelpazeye entegre edilmeye çalışmıştır.
(2) Bu kuramda eksiksiz öğrenme yöntemiyle ünite küçük kısımlara ayrılır. Hedeflenen seviyeye gelinceye kadar öğretim yapılır. Programlı öğretim yönteminde ise öğretilmek istenen bilgiler küçük kısımlar halinde verilir, konuyla ilgili sorular sorulduktan sonra doğru cevap vakit kaybetmeksizin hızlı bir şekilde tekrar edilir yanlış cevap ise anında düzeltilir. Cevaba karşı hemen akabininde yapılan bu ileti cevap doğruysa takviye edici görevi görür yanlışsa onarıcı etkide bulunur. Öğrenciler öğrenme hızlarını kendileri ayarlarlar. Davranışçı yaklaşım bağlamında, dil, uyarıcı tepki ilişkisine bağlı olarak tekrar, şartlandırma ve takviye edicilerle öğretilir. Yöntemler içerisinde “Taklit” ve “Ezberlemeye” büyük yer ayrılır. Dil öğretimi sürecinde öğrencilerin zihinsel aktivitelerinin gelişimini ve dil öğreniminin kognitif boyutunu göz ardı eder.
(3) “Davranışçı yaklaşım ve yöntemlerin temel amacı; öğrenci ve yetişkinlerin ihtiyaçlarına dayalı bir dil öğretimini gerçekleştirmek, giderek akıcı dil becerilerini geliştirmek, dış dünya ile etkileşimi kuvvetlendirmektir. Bu nedenle dil öğretiminde edebî metin kullanmak öğrencilere uygun değildir. Çünkü bu metinleri anlamak için öğrencilerin konuyla ilgili yeterli ön bilgilerinin olması gerekmektedir”.
Kaynakça:
Adnan Oflaz Geleneksel ve Alternatif Yabancı Dil Öğretim Yöntemlerinde Almanca Kelime Öğretimi August 2017 Journal of Turkish Studies 10 (Volume 10) Issue:695-695DOI:10.7827/TurkishStudies.7941
(Watson, 1924: 3, akt: Özden ve Şimşek, 1998: 75) ÖZDEN, Yaşar, ŞİMŞEK, Hasan (1998). “Davranışçılıktan Oluşturmacılığa: “Öğrenme” Paradigmasının Dönüşümü ve Türk Eğitimi”, Bilgi ve Toplum Dergisi, ss.71-83.
Güneş, Firdevs (2013). “Türkçede Metin Öğretimi Yerine Metinle Öğrenme” Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Türkçenin Eğitimi Öğretimi Özel Sayısı, Yıl: 6, Sayı: 11